Vatan meselesiyle ilgili Nazım’dan bugüne çok sular aktı bir yanıyla, bir yanıyla da değişen pek bir şey yok. İki dudak arasındaki en güncel vatan: Ardı arkası kesilmeyen kayyumlar, keyfi rektör atamaları, üryan aramalar. Vatanın önü ardı, artı değerin iktidarının çıkarları, istifa borsaları, kadın cinayetleri pişkinliği.
Vatana bak! Dilinden düşürmeyenlerin çıkar yağlamaları, bir oraya bir buraya hizalı satırlar, kronik işsizlik, intihar kıyısı yoksulluk…
Çarpıklığı ifşa eden meddahlara hapis mi, gerçeğin rakamlarının endişesi mi vatan? Ah vatan, vah vatan! Kendisi için istediğini herkes için isteyeceklerin sessizliğinin teminatı mı vatan?
İşçiye tekme atan sonra yoluna barikat kuran vatan, “Öyle mi alay komutanı” vatan! Yalanı iş edinen mi, emeğin sırtından geçinen, halka çöken mi vatan? Derelere kelepçe vuran vatan, ormanları delik deşik eden; sen misin vatan?
Öyleyse, dinle bak, bu şarkı sana!