Tracklist:
Review:
Uzun uzun duvarlar… Denizin ortasında, “mümkünlerinin kıyısında”. Köründe sabahın, gecenin geçinde, dar sokağın girişinde ve çıkışında da bol bol, incili, taneli, bezeli…
Ancak yürüdükçe ferahlar ufuk. Zor duvarlarının içinden en az bir yol gider, ama görene yol, sezene yol, yürüyene; duvardan bir yol: Yere serilmiş dipçiklerden kahverengi gökyüzüne.
Eman Eman, dünyanın cehennem ile imtihanı. Yerinden edilmiş, ölümle tanışmışların uzun “aman”ları bu topraklarda 100 yıl önce yaşanan mübadelenin mazlumlarıyla denizlerin ortalarında geri itilen esmerlerin ortak hikayesinden bir kuple.
Açlık Ordusu, dünyayı kuran ellerin ve zihinlerin, uykusuzluğuna ve yoksulluğuna her sabah yeniden uyanmasının şarkısı. İstif vagonlarına yetişmek için peşi sıra dolanan adımlar aynı yöne baktığı her an paletten alınan makyajsız bir kırmızı; patronun yeşiline, medyanın karasına, devletin lacivertine, sendikanın sarısına…
Zarokên Mal Talan, gezdikleri sokakların, oynadıkları arkadaşlarının ve yaşadıkları evlerinin yok oluşuna tanıklık eden çocukların olgunlaşan belleğinden Ali Paşa Mahallesi’ne ve Gazze’deki onlarca yıllık yıkımın gözyaşıyla öfkesine köprü. Yumruklarımızdan iki parmak zafere açılıyor, biri eşitlik biri özgürlük oluyor.
Düş, imkânsızı isteyen tarihin öznesine adrenalin, gerçeklere öncü olanından. Ablukanın içinden bakıyor, gözleri açık hayal kuranların, tarihin pasını dökmenin yolunda pervane olanların imgeleminden maviye sesleniyor.
Her sesin etrafında etten kasktan birer çember… Aynı sözcükleri sustukça daralıyor, aynı sözcükleri konuştukça genişliyor. Korku imparatorluğuna hapishaneler yetmiyor, mahkeme salonları, yasaları yetmiyor. Duvarlar, kendisiyle sebebi dışımızda, etkisiyle sinsisi içimizde.
Kurtulmak Lazım, aklın kötümserliği, iradenin iyimserliğini kılavuz yapanlara bir pansuman şarkısı. Kuşatılmış duygu durum bozukluğundan çıkış tabelası blurlanmış ama tüm yönler aynı kavşakta birleşiyor: Boğulduğumuz yerde kurtuluyoruz.